William Gibson, Yeni Romanı Agency'deki Geleceği Anlattı
Gibson daha önce Clinton yerine Trump'ı düşünüyordu ancak seçimi Trump'ın kazanacağını düşünmüyordu. Dolayısıyla romanında da değişikliğe gitti. Geçtiğimiz günlerde de The Verge'e verdiği röportajda romanla ilgili detayları anlattı.
The Verge: İlk yazmaya başladığınızda Agency için size ilham veren şeylerden bahsedebilir misiniz? The New York Times, seçimlerden sonra kitabın bazı kısımlarının değiştiğini duyurdu. Orijinal fikrinize ne kadar yakın değişen kısım?
Gibson: Silikon Vadisi'nde bir kurgu düşünmüştüm ancak daha çok arka planına eğilecektim, şarlatanların, askeri kontrat peşinde koşanların olduğu kısma. Ama en başından beri, The Peripheral'daki gibi 22. yüzyılda olan bir müdahalenin oluşturduğu alternatif bir zaman çizgisi konusundan emin değildim.
Tamamen bağımsız bir roman yerine Agency'i, The Peripheral'a bağlama kararını nasıl verdiniz?
Trump'ın seçim sonucundan sonra, The Peripheral'daki başarılı iki geleceğe nazaran, zaman çizgimiz daha da gerçekçi oldu. Daha önemlisi, eğer olaylar böyle olmasaydı, The Peripheral alakasını ve önemini kaybederdi. Yani kolay bir karar oldu bu.
Genel olarak, çoğu bilim kurgu eseri, günümüze geleceğin merceğinden bakar. Peki, kesinlikle belirsiz ve kararsız zamanlarda da gelecekten geriye bakmak mümkün mü?
Bence şu an zaten kesin bir belirsizlik yaşıyoruz. Yani buna bir cevap veremem.
John Scalzi, seçimlerin büyük bir dikkat dağıtıcı etmen olduğunu söylemişti. Siz de aynı şeyi yaşadınız mı?
Asıl işimin, gerçek dünyanın tuhaflığını yakalayıp, yazınıma dökerken, bunu bilişsel metodlarla harmanlayıp hem okura hem de kendime güzel zaman çekirtecek bir şekilde uygulamak olduğunu düşünmüşümdür. Çünkü ben, yazın dünyasının güzelliğinin, özellikle de benim yazdığım türdekilerin, yazarın kendisini bilişsel uyumsuzluğun kollarına bırakmasından ortaya çıktığını düşünürüm. Tabii doğru ölçümleme yaparak. Dünya, günlük yaşadığım bilişsel uyumsuzluğu bana daha önce bu kadar fazla sunmuyordu. Trump'ın adaylığından tutun Brexit'e kadar her şeyi buna dahil edebilirim. Yazmak için belki bir yılımı kaybetmiş olabilirim ancak yeniden düşünmek için bir yılım oldu.
Gibson'ın yeni eserinde anlatacaklarını merakla bekliyorum kendi adıma. Eğer The Matrix ya da Blade Runner seviyorsanız, Gibson'ın eserlerine kesinlikle şans vermelisiniz. Neuromancer ilk adresiniz olsun!